Bu günlerde kendine ve hayatına bakınca nasıl hissediyorsun? Evine, çalışıyorsan işine, ay sonunda aldığın maaşına, elindeki alışveriş torbasına, gardırobuna, eşine, çocuklarına bakınca ne görüyorsun? Belki bazen başkalarının sahip olduklarına da bakıyor sonra da derin bir iç geçiriyorsun. "Neden ve Niçin" ile başlayan cümleler ile duygularını açıklamaya çalışıyorsun... Belki bu sorularının cevabını alabileceğin bir muhatap da bulamıyorsun. Hatta bu aşamaları çoktan geçtin, artık tahammül sınırlarını aştın ve öfke boyutuna geçtin. Eğer bu durumdaysan bu yazı senin içindir. Biraz daha okumanı tavsiye ederim.
Bazen birçok şeye sahip olduğumuz halde yine de yokluk içindeymiş gibi hissedebiliriz. Kimi zaman bu hisler, benliğimizden gelen açgözlülük ya da kıskançlık olabileceği gibi kimi zaman da Şeytanın bir yemi olabilir. Ya da gözümüz yanlış yerlerde olabilir. Gerçek şu ki aslında büyük bir çoğunluğumuz bir çok kişiye göre gayet iyi durumda olduğumuzu fark etmiyoruz ya da fark etmek istemiyoruz. Bunun farkına varmak için nereye ve nasıl baktığımız çok önemlidir.
İHTİYAÇLARIMIZ ve İSTEKLERİMİZ
Geçtiğimiz günlerde Suriye'den ülkemize sığınan mültecilerin yaşadığı bir kampı ziyaret ettim. Kampı gezerken insanların yaşadıkları duygusal travma ve acı yüzlerinden okunuyordu. Perişan ve muhtaçtılar... Yorgun ve uykusuzdular... Tedirgin ve şaşkındılar... Sahip oldukları en değerli şey hala sahip oldukları canları, bir de yanlarındaki sevdikleri- çocukları, eşleri, anneleri, babaları... Başka nelere sahiptiler? Bazıları yatmak için bir süngere, bazıları da gündüz güneş sıcağından korunmak, gece de üzerinde yatmak için kullandıkları bir örtüye sahiptiler. Ne iyi ki belediye de onlara günlük yiyecek sağlıyordu. Onlara bakınca aslında günlük hayatta kullandığımız eşyaların, malzemelerin çoğunun ihtiyaç değil isteklerimiz olduğunu çok daha iyi fark ettim. Yaşamını idame ettirmek için şimdi sen de minimal bir şekilde düşünmeye çalış. Yaşamak için gereksinim duyduğun en önemli şeyler nelerdir? Gerçekçi olursan aslında mültecilerin sahip olduklarından sadece biraz daha fazlası ile yaşamanın aslında mümkün olduğunu fark edeceksin. Bunun için ilk önerim gerçek ihtiyaçların ve isteklerin konusunda daha gerçekçi olmaya çalış. Böylece ihtiyacın olan temel şeylerin belki de hepsine sahip olduğunu fark edeceksin.
TANRI'DAN ALMADIĞIN NEYİN VAR?
Diğer bir önerim de sahip olduklarına bir kez daha bak. Aslında Tanrı'nın sana neler neler verdiğini görmeye çalış. Ben de aynı şekilde ara ara sahip olduklarıma bakıyorum ve ilginç bir şey görüyorum. Sahip olduğum her şeyin üzerinde bir damga var. Bu damga "Made in China" değil, "LÜTUF" yazısıdır. Karşılıksız aldığım, Tanrı'nın hediyeleri...
Bugün tekrar evine, çalışıyorsan işine, ay sonunda aldığın maaşına, elindeki alışveriş torbasına, gardırobuna, eşine, çocuklarına bir kez daha bakmanı ve bu kez bakarken Tanrı'nın lütuf damgasını görmeye çalışmanı tavsiye derim. Şunu da belirtmek isterim, Tanrı için çok değerlisin ve O senin aç ve açıkta kalmanı istemez.
“Bu nedenle size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyip ne içeceğiz?’ diye canınız için, ‘Ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz?" - Matta 6:25-26
Unutma kuşlardan çok daha değerlisin.
“Tanrı bizi yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize zamanın başlangıcından önce Mesih İsa’da bağışlanmış, şimdi de O’nun gelişiyle açığa çıkarılmıştır. Kurtarıcımız Mesih İsa ölümü etkisiz kılmış, yaşamı ve ölümsüzlüğü Müjde aracılığıyla ışığa çıkarmıştır”. -1.Timoteos 1:9-10
"Bizi Mesih’te her ruhsal kutsamayla göksel yerlerde kutsamış olan Rabbimiz İsa Mesih’in Babası Tanrı’ya övgüler olsun.”- Efesliler 1:3
Lütuf ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi”- Yuhanna 1:17
Ama O bana, “Lütfum sana yeter. Çünkü gücüm, güçsüzlükte tamamlanır” dedi - 2.Korintliler 12:9
Tanrı hepinizi kutsasın ve lütfundan bol bol dökmeye devam etsin.
İbrahim D.
Bazen birçok şeye sahip olduğumuz halde yine de yokluk içindeymiş gibi hissedebiliriz. Kimi zaman bu hisler, benliğimizden gelen açgözlülük ya da kıskançlık olabileceği gibi kimi zaman da Şeytanın bir yemi olabilir. Ya da gözümüz yanlış yerlerde olabilir. Gerçek şu ki aslında büyük bir çoğunluğumuz bir çok kişiye göre gayet iyi durumda olduğumuzu fark etmiyoruz ya da fark etmek istemiyoruz. Bunun farkına varmak için nereye ve nasıl baktığımız çok önemlidir.
İHTİYAÇLARIMIZ ve İSTEKLERİMİZ
Geçtiğimiz günlerde Suriye'den ülkemize sığınan mültecilerin yaşadığı bir kampı ziyaret ettim. Kampı gezerken insanların yaşadıkları duygusal travma ve acı yüzlerinden okunuyordu. Perişan ve muhtaçtılar... Yorgun ve uykusuzdular... Tedirgin ve şaşkındılar... Sahip oldukları en değerli şey hala sahip oldukları canları, bir de yanlarındaki sevdikleri- çocukları, eşleri, anneleri, babaları... Başka nelere sahiptiler? Bazıları yatmak için bir süngere, bazıları da gündüz güneş sıcağından korunmak, gece de üzerinde yatmak için kullandıkları bir örtüye sahiptiler. Ne iyi ki belediye de onlara günlük yiyecek sağlıyordu. Onlara bakınca aslında günlük hayatta kullandığımız eşyaların, malzemelerin çoğunun ihtiyaç değil isteklerimiz olduğunu çok daha iyi fark ettim. Yaşamını idame ettirmek için şimdi sen de minimal bir şekilde düşünmeye çalış. Yaşamak için gereksinim duyduğun en önemli şeyler nelerdir? Gerçekçi olursan aslında mültecilerin sahip olduklarından sadece biraz daha fazlası ile yaşamanın aslında mümkün olduğunu fark edeceksin. Bunun için ilk önerim gerçek ihtiyaçların ve isteklerin konusunda daha gerçekçi olmaya çalış. Böylece ihtiyacın olan temel şeylerin belki de hepsine sahip olduğunu fark edeceksin.
TANRI'DAN ALMADIĞIN NEYİN VAR?
Diğer bir önerim de sahip olduklarına bir kez daha bak. Aslında Tanrı'nın sana neler neler verdiğini görmeye çalış. Ben de aynı şekilde ara ara sahip olduklarıma bakıyorum ve ilginç bir şey görüyorum. Sahip olduğum her şeyin üzerinde bir damga var. Bu damga "Made in China" değil, "LÜTUF" yazısıdır. Karşılıksız aldığım, Tanrı'nın hediyeleri...
Bugün tekrar evine, çalışıyorsan işine, ay sonunda aldığın maaşına, elindeki alışveriş torbasına, gardırobuna, eşine, çocuklarına bir kez daha bakmanı ve bu kez bakarken Tanrı'nın lütuf damgasını görmeye çalışmanı tavsiye derim. Şunu da belirtmek isterim, Tanrı için çok değerlisin ve O senin aç ve açıkta kalmanı istemez.
“Bu nedenle size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyip ne içeceğiz?’ diye canınız için, ‘Ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz?" - Matta 6:25-26
Unutma kuşlardan çok daha değerlisin.
“Tanrı bizi yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize zamanın başlangıcından önce Mesih İsa’da bağışlanmış, şimdi de O’nun gelişiyle açığa çıkarılmıştır. Kurtarıcımız Mesih İsa ölümü etkisiz kılmış, yaşamı ve ölümsüzlüğü Müjde aracılığıyla ışığa çıkarmıştır”. -1.Timoteos 1:9-10
"Bizi Mesih’te her ruhsal kutsamayla göksel yerlerde kutsamış olan Rabbimiz İsa Mesih’in Babası Tanrı’ya övgüler olsun.”- Efesliler 1:3
Lütuf ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi”- Yuhanna 1:17
Ama O bana, “Lütfum sana yeter. Çünkü gücüm, güçsüzlükte tamamlanır” dedi - 2.Korintliler 12:9
Tanrı hepinizi kutsasın ve lütfundan bol bol dökmeye devam etsin.
İbrahim D.